HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 14 TEMMUZ 2025, PAZARTESİ

Tayvan Boğazı Yeni Bir Krizin Eşiğinde

Tayvan, yalnızca jeopolitik bir düğüm noktası değil; aynı zamanda küresel yarı iletken üretiminin kalbi. Çin'in Tayvan üzerindeki egemenlik iddiaları, ABD ve müttefiklerinin bölgedeki askeri varlığıyla karşı karşıya geliyor. Son aylarda Çin'in hava sahası ihlalleri ve deniz tatbikatları, Tayvan çevresindeki tansiyonu artırdı

14.07.2025 00:57
Tayvan Boğazı Yeni Bir Krizin Eşiğinde
Tayvan Boğazı Yeni Bir Krizin Eşiğinde

Tayvan, yalnızca Doğu Asya'nın stratejik bir düğüm noktası değil; aynı zamanda küresel yarı iletken üretiminin ana damarlarından biri. Küçük yüzölçümüne rağmen sahip olduğu teknolojik altyapı ve üretim kapasitesi, Tayvan'ı dünya ekonomisinin kalbinde kilit bir konuma getiriyor. Bu nedenle, Çin'in Tayvan üzerindeki egemenlik iddiaları yalnızca bölgesel bir mesele değil; küresel çapta ekonomik ve siyasi bir kriz potansiyeli taşıyor.


Son aylarda Pekin yönetimi, Tayvan çevresindeki askeri varlığını ciddi biçimde artırdı. Hava sahası ihlalleri, deniz tatbikatları ve insansız hava araçlarıyla yapılan gözetleme uçuşları… Tayvan Boğazı'ndaki bu artan baskı, yalnızca bir gözdağı değil; Çin'in Tayvan'a yönelik stratejik niyetlerinin açık bir ifadesi. Buna karşılık, ABD ve müttefik ülkeler bölgeye savaş gemileri göndererek ve askeri tatbikatlar düzenleyerek denge kurma çabalarını sürdürüyor. Ancak bu adımlar, tansiyonu düşürmekten çok daha karmaşık bir güç dengesi sorununu ortaya çıkarıyor.


Bu gerilimin askeri yönü kadar kritik olan bir diğer boyutu ise ekonomi. Tayvan'daki ileri teknoloji üretim tesislerinin olası bir çatışma nedeniyle sekteye uğraması; bilgisayar, otomobil, akıllı telefon ve savunma sistemleri gibi birçok sektörde küresel tedarik zinciri krizlerine yol açabilir. Bu riskin temelinde, Tayvan'ın özellikle yarı iletken çip üretiminde sahip olduğu neredeyse tekel gücü yatıyor. Söz konusu durum, yalnızca teknoloji devlerini değil; ulusal güvenlik politikalarını da derinden etkiliyor.

 

Diplomatik temaslar sürse de tarafların pozisyonları giderek sertleşiyor. Tayvan, demokratik sistemini korumakta kararlı. Çin ise "Tek Çin" politikası çerçevesinde adanın bağımsızlığını kesin bir şekilde reddediyor. Taraflar arasındaki bu siyasi uçurum derinleştikçe, Tayvan Boğazı yalnızca bir deniz geçidi olmaktan çıkıyor; küresel istikrarın en kırılgan eşiği hâline geliyor.


Gerginliğin kontrollü biçimde yönetilememesi durumunda, olası bir çatışma yalnızca Doğu Asya'nın dengelerini değil; küresel ekonomik sistemi, teknolojik bağımlılık ilişkilerini ve hatta siber güvenlik stratejilerini temelden sarsabilir. Tayvan Boğazı, artık çiplerle şekillenen bir diplomasi haritası ve barışın sınav noktalarından biri hâline gelmiştir.
 
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--

logo

   E-posta: bilgi(@)berhaber.com
Tüm hakları Ber Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr