Kûfe'ye doğru hareket edip Kûfe halkının vefasızlığını gördüğünde onlara yazdığı mektup
"Allah'a hamd, Peygamber'e salât ve selâmdan sonra: Ey cemaat, kahrolup kederden kurtulmayasınız. Bizi yardımınıza çağırdığınızda biz koşarak size yardım etmeye geldik; sizse elimizdeki kılıcı kendi aleyhimize çektiniz; ortak düşmanımızı yakmak için tutuşturduğumuz ateşi bize karşı alevlendirdiniz.
Dostlarınızın aleyhine ittifak edip, düşmanlarınıza destek oldunuz. Hâlbuki onlar ne aranızda bir adalet yaymışlardır, ne onların geleceğine bir ümidiniz vardır ve ne de bizde bir bidat ve hata görülmüştür.
Yazıklar olsun size! Kılıç kınında iken, kalp rahat ve karar kesinleşmemişken bizi kendi halimize bırakmadınız; çekirge seli gibi süratle (bize) geldiniz ve kelebekler gibi uçuşup kaçtınız.
Ey ümmetin tağutları, hiziplerden ayrı düşenler, Kur'ân'ı atanlar, şeytanın tükürükleri, sözleri tahrif edenler, sünnetleri söndürenler, zinayı nesebe karıştıranlar ve Kur'ân'la alay edip onu parçalayanlar!
Yazıklar olsun size! Allah'a andolsun ki bu vefasızlık, sizin herkesçe bilinen tavrınızdır; damarlarınıza işlemiştir bu. Kökleriniz bundan kuvvet almıştır. Sizler, sahibinin boğazında kalan, ama gasıba tatlı bir lokma olan en kötü meyvesiniz.
Allah'ın lâneti, antlaşma kesinleştikten sonra, Allah'ı kefil kılmakla birlikte onu bozanların üzerine olsun.
Bilin ki, zina zade oğlu zina zade (Ziyad oğlu Ubeydullah) bizi iki şeyden birini seçmeye mecbur bırakmıştır: Din veya zillet. Zilletse bizden uzaktır.
Ne Allah, ne Resulü, ne müminler, ne bizi yetiştiren pak etekler ve ne de izzetli ölümü alçak kimselere itaate tercih eden onurlu kimseler bunu bizden kabul etmezler.
Ben düşmanın yırtıcılığına ve sayısının çokluğuna ve yardımcının yardımını kesmesine rağmen, bu az sayıdaki ailemle onlara doğru yürüyeceğim.
Bilin ki, (bu kavim benden sonra) ancak süvarinin bineğe bindiği bir süre miktarınca eğlenip durur ve daha sonra savaşın değirmeni onların aleyhine dönüp boyunları dara çekilir. İşte bu, babamın aleyhi's-selâm bana ilettiği bir vasiyettir. Kararınızı alın ve bana mühlet vermeden planınızı uygulayın.
"Rabbim ve Rabbiniz olan Allah'a tevekkül etmişim. Bütün canlı varlıklar, O'nun kudreti altındadır. Gerçekten Rabbimin yolu doğru ve muhkem yoldur."
Rum Padişahının Sorularına Verdiği Cevap
Rum padişahı tarafından gönderilen elçi, İmam Hüseyin aleyhi'sselâm'dan: "Samanyolu ve anne rahminde kalmadan Allah'ın yarattığı yedi şey nedir?" diye sorduğunda İmam aleyhi's-selâm güldü.
Elçi: "Neden güldünüz" dedi.
İmam aleyhi's-selâm şöyle buyurdu: "Çünkü sen ilmin nihayeti açısından denizin ortasındaki çerçöpe benzeyen şeyler hakkında bana soru sordun. Samanyolu Allah'ın kavsidir. Anne rahminde yaratılmayan yedi şey ise: Onların ilki Âdem, sonra Havva'dır, sonra da (Allah tarafından gönderilen) karga, İbrahim aleyhi's-selâm'ın koçu, (Salih aleyhi's-selâm'ın mucizesi olan) Allah'ın devesi, Hazret-i Musa aleyhi'sselâm'ın asası ve Hazret-i İsa İbn Meryem aleyhi's-selâm'ın yarattığı kuş."
Daha sonra elçi kulların rızkı hakkında soru sordu ve İmam aleyhi'sselâm şöyle buyurdu:
"Kulların rızkı dördüncü göktedir. Allah-u Teâla o rızkı istediği miktarda az veya çok olarak gönderir." Yine elçi "Müminlerin ruhları nerede toplanıyor?" diye sorunca İmam şöyle buyurdu:
"Cuma geceleri Beytü'l-Makdis'in büyük taşı altında toplanırlar. Çünkü o, Allah'ın en aşağıdaki arşıdır; Allah-u Teâla yeri oradan genişletip yaymış, ona doğru dürecek ve oradan göğü yaratmaya yönelmiştir.
Kâfirlerin ruhları ise bu dünyada Yemen diyarının arkasında bulunan "Hadremut" çölünde toplanır. Sonra Allah-u Teâla bir ateş doğudan, bir ateş de batıdan gönderir; bunların arasında iki rüzgâr vardır; bütün insanları Beytü'l-Makdis'te olan bu taşın yanına toplar. Sonra onlar, bu taşın sağ tarafında hapsedilirler.
Cennet takvalılar için yaklaştırılır. Cehennem ise yerlerin sınırında o taşın sol tarafındadır. "Felak" (cehennem'in korkunç yerlerinden birisinin ismi) ve "Siccin" de oradadır; bütün insanlar o taşın yanından dağılacaktır.
Cennete girecek olan o taşın kenarından cennete girecek ve cehenneme girecek olan da yine o taşın kenarından cehenneme girecektir." (Hasan B. Ali el-Harranî Tuheful Ukul eserinden)