HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 22 HAZİRAN 2025, PAZAR

Tahran Yolunun Açılması, Ankara’nın Güvenliğini de Tehlikeye Atar

17.06.2025 00:00

13 Haziran'da İsrail'in İran'a yönelik gerçekleştirdiği hava saldırısı, Orta Doğu'da yeni ve tehlikeli bir sürecin başlangıcına işaret ediyor. İsrail Genelkurmay Başkanı Eyal Zamir ve Hava Kuvvetleri Komutanı Tomer Bar, açıkça "Tahran yolunun açıldığını" belirtti. Bu açıklama, İsrail'in bölgeye yönelik uzun vadeli hedeflerini ve önümüzdeki dönemde yeni saldırıların da olabileceğini gözler önüne seriyor.



İsrail'in bu saldırıları, sadece askeri bir operasyon değil; aynı zamanda bir stratejik geçiş haritasıdır. İsrail jetlerinin, Suriye hava sahasından geçerek Irak'ın kuzeyindeki Barzani kontrolündeki bölgelerden İran'a saldırması, bu yolun nasıl açıldığını gösteriyor. Ancak bu yol sadece Tahran'a değil, aynı zamanda Ankara'ya da çıkıyor. İsrail'in bu stratejisi, Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) bağlamında Türkiye'yi de içine alan daha geniş bir hedefin parçası olabilir.



Merhum Prof. Dr. Haydar Baş'ın 1991 yılında Körfez Savaşı sırasında yaptığı "Irak'ı bölecekler, asıl hedef Türkiye'dir" uyarısı bugün çok daha net anlaşılmakta. Bugün Suriye'nin doğusunda konuşlanan güçler, ABD desteğiyle batıya doğru genişlemeye devam ediyor. Daha önce "Fırat'ın doğusu" diye sınırlandırılan tehdit, artık tüm Suriye'yi kapsamış durumda. İsrail uçakları Suriye topraklarını hiçbir engelle karşılaşmadan geçerken, İran'ın bu saldırılara karşılık verecek imkânı dahi kalmamış durumda.





Yeni Ortadoğu Haritası ve Türkiye'ye Yönelik Tehdit



Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş'ın geçtiğimiz günlerde İstanbul'da düzenlenen Gadir-i Hum Bayramı programında yaptığı açıklamalar, bu yeni durumu çarpıcı biçimde ortaya koyuyor. Hüseyin Baş, İsrail'in İran'ı bombalamasının asıl nedeninin bir inancı, bir medeniyeti hedef almak olduğunu söyledi. İsrail'in artık Lübnan, Yemen veya Suriye gibi geleneksel direniş merkezlerinden karşılık görmediğini vurguladı.



Hasan Nasrallah'ın ölümünden sonra, İsrail'in karşısındaki en büyük direnişlerden biri olan Hizbullah zayıflamış durumda. Suriye ordusu ise etkisiz hale getirilmiş. Hüseyin Baş'a göre bu ortam, İsrail'in önünü tamamen açtı. Bugün İsrail, Suriye üzerinden İran'ı bombalayabiliyor; İran ise aynı güzergâhı kullanarak karşılık veremiyor. Suriye hava sahası artık İsrail'in askeri lojistik hattına dönüşmüş durumda.



Bu gelişmeler ışığında, Türkiye'nin içinde bulunduğu siyasi ve güvenlik ortamını yeniden değerlendirmesi gerekiyor. Yeni anayasa tartışmaları, üniter yapıdan uzaklaşma yönünde atılacak adımlar ve PKK gibi yapılara yönelik yumuşak tavırlar, Türkiye'yi bekleyen tehlikenin ciddiyetini artırıyor. İsrail'in bölgedeki hamleleri, sadece İran'ı değil, Anadolu'yu da hedef alıyor.



Bugün Türkiye için bir tercih değil, bir zorunluluk olan şey; milli bir duruşla, birlik ve beraberlik içerisinde hareket etmektir. Mezopotamya'dan Anadolu'ya uzanan coğrafya, bugün Batılı planların tam merkezinde. Bu coğrafyada ayakta kalmanın yolu; bölünmeye değil, birleşmeye hizmet edecek politikaları hayata geçirmektir.



Görülüyor ki mesele sadece İran değil. Esas hedef, binlerce yıllık kadim medeniyetin taşıyıcısı olan Türkiye'dir. Bu nedenle, küçük siyasi hesapları bir kenara bırakıp, büyük resmi görmenin ve devlet-millet birlikteliğiyle hareket etmenin tam vaktidir.


Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--

logo

   E-posta: bilgi(@)berhaber.com
Tüm hakları Ber Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr