BDDK verilerine göre ülkemizde 40 milyona yakın kişinin kredi kartı var
110 milyona yakın da kullanılan kredi kartı var.
Ortalama bir kişinin kredi kart limiti 100 bin TL'ye kadar çıkmakta
Şimdi gelin biraz hesap yapalım.
Her ay asgari tutarını ödediğinde ve kartı bir daha harcama için kullanmadığında, aylık üç kart için %10 gecikme bedeli ve limit aşım ücreti ödemek zorunda kalıyor.
Bu da her ay 10 bin TL faiz ödemek demek.İşte takla da burada başlıyor .Her ay bir kartının asgari tutarını ödeyen kart sahibi, borç sarmalının içine düşmüş oluyor.
O karttan çekip, bu karta, bu karttan çekip diğer karta ödeme yapıyor.
Haliyle üç ayda bir ödeme yaptığından kart borcuna her ay 1500 TL faiz ödemek zorunda kalıyor.
7 ay böyle devam edince o ay ki kazandığı tüm maaşı kartların tekrar kullanıma açılması için eriyor gidiyor.
Peki 30 bin TL maaşı veya geliri olan kişiye neden 100 bin TL kredi verilir.
Ödemediğini ve ya zorlandığını gören banka neden kartı kapatmaz.
Çünkü sistem böyle çalışmak zorunda.
Ödeyen değil ödeyemeyen, geciktiren, sıkıntılı müşteri lazım bankalara.
2 milyona yakın kişi 2024 yılı içinde borcunu geç ödemiş veya takibe düşmüş.
Basit bir hesap yapalım. 2 milyon kişi 12 ay boyunca ortalama 100 bin TL olan borcuna gecikme faizi ödemiş olsun, ki ödediler.
Aylık 4500 TL x 12 ay x 2 milyon kullanıcı = 108 milyar Türk lirası.
Bankaların sadece aldığı faiz ücreti bu.
10 büyük banka, 4000 şube, 200 bin çalışanın olduğunu tahmin edersek tüm bankaların 1 yıllık çalışan maaşı kadar paranın kartını geç ödeyenden alındığı anlaşılıyor.
Hesap işletim ücreti, kart aidatı, adını bilmediğimiz giderler adına alınan paralar ile neden ülkenin en çok kazanan işletmesinin bankalar olduğunu anlamak güç değil.
Ayrıca büyük bir ironi de var, Merkez Bankasından halkın parasının tutulduğu yerden aldığı parayı, yine halka çok daha yüksek bir fiyattan satan bir yapı bu.
Sayelerinde özel bankaların tamamı yabancı maalesef.
Yerli bir bankamız bile yok.
Kendine kamu bankası diyen bankaların da nasıl yönetildiği herkesin malumu.
Toplumun hiç bir şeye sabrı kalmadı.
Ekonomik buhran ve piyasadaki daralma gelecek günlerin daha da sıkıntılı geçeceğine işaret etmekte.
Nasıl bankalar al sana kredi, al bir de kredi kartı ödersin dert etme, harca sen güzel kardeşim anlayışı, elde avuçta kalmayınca enflasyona yenilince vatandaş, denize düşen yılana sarılır misali borç batağında buluyor kendisini.
Nasıl ki yargı paketleri planlaması ile cezaevlerini boşaltmayı planlayan İktidar, bankalara mahkum halkı da, kurtaracak acil bir çıkış yolu bulmalı.
Not: Kendi kartını ödeyemeyen ve yeter ki borcu yatır, tekrar kullan diyen ve başkasına kartını bırakan milyonlarca insan olduğunu hatırlatayım..