Günümüz dünyasında birçok insan kolay ile doğru olanı karıştırmaya başladı.Zamandan tasarruf etmek, daha az yorulmak, çabuk kazanç sağlamak… Bu gibi hedeflerle dolup taşan hayatlar, görünürde akıllıca tercihler gibi duruyor.
Ancak kısa yollar, hem ruhsal hem de bedensel anlamda insanı uçuruma sürükleyen gizli tuzaklarla doludur.
Bir örnek verelim: Şehirde her gün gördüğümüz bir manzara. Üst geçit sadece birkaç adım ötedeyken, insanlar dakikalar kazanmak uğruna yoğun trafiğin arasından, canlarını hiçe sayarak karşıya geçmeye çalışıyor. Sonuç? Trafik kazaları, ölümler, yaralanmalar…
Oysa ki birkaç dakikalık zahmetle, belki de bir ömür kurtulacaktı. Bu, sadece fiziksel bir kolaycılığın bedelidir.
Peki ya ruhsal kolaycılık? Emeksiz zenginlik, çabasız başarı, sabırsız yükseliş…
Sonunda ya boşluk ya da çöküş getirir.
Bu tip bir yaşamın örneklerini magazin dünyasında da, iş dünyasında da görmek mümkündür. Bir gecede yükselenlerin çoğu, aynı hızla düştü. Çünkü karakter, emekle yoğrulur. Yüreğe işleyen çile, insanı olgunlaştırır. Kolay kazanılan paranın ruhu olmaz; çünkü o parada ne alın teri vardır ne de vicdan.
Hayatın asıl kıymeti, yolun zorluğundadır. Hani diyor ya Necip Fazıl: "Bu dâva hor, bu dâva öksüz, bu dâva büyük!.." Bir dava, ancak çileyle değer kazanır.
Bir insan ancak mücadelesi kadar sağlamdır. Zor olanı seçmek; merdiveni teker teker çıkmak, kaybetmeyi göze alarak kazanmak… İşte bunlar insanı yücelten şeylerdir.
Bazen pankart asmak yüceltir insanı, bazen broşür dağıtmak. Yusuf, en güzel örnek; insana bir de halden anlayana, hülasa örnek çoktur. Ancak ve ancak tarihte de, günümüzde de hakiki değişim ve diriliş hep zor yollardan geçmiştir.
Kolay vaatlerle gelenler, kalıcı olamamıştır. Gerçek liderlik; milletin yükünü omuzlamaktan, halk için bedel ödemekten geçer.
Tam da bu noktada, son yıllarda siyasette dikkat çeken genç ve dinamik bir isim Hüseyin Baş. Bağımsız Türkiye Partisi'nin lideri olarak, kolay ve popülist söylemlerle değil, ilmi, ahlaki ve milli temellere dayanan bir duruşla yol yürümektedir. Türkiye'nin içinde bulunduğu ekonomik ve ahlaki krizin kolay çözümleri yoktur. Ancak BTP'nin ortaya koyduğu model, üretim odaklı ekonomi, milli duruş ve liyakat esaslı kadrolarla gerçek bir değişimi hedefliyor.
İktidar yolu çilelidir. Ama bu çile, milletin geleceği adına kutsaldır. Kolaycılığı değil, hakikati esas alan bir yürüyüşün sonunda, Bağımsız Türkiye Partisi'nin iktidarı milletimiz için büyük bir rahmet kapısı olacaktır.