Minibüs, otobüs, taksi, tren, tramvay, vapur, Marmaray, metrobüs…
Aklıma gelen ilk ulaşım araçları bunlar. Bizleri birbirimize bağlayan, şehir içi ve şehirler arası hareketliliği sağlayan temel hizmet birimleri. Milyonlarca insan her gün bu araçlara biniyor. Peki ama ne kadar güvenliler? Ne kadar hijyenikler? Fiyatları ne kadar makul?
Gebze halkı olarak, neredeyse her gün İstanbul'a gidip geliyoruz. Aynı şekilde, sanayi kenti olması nedeniyle her gün yüzlerce insan Gebze'ye adım atıyor. Özel araçların yanı sıra toplu taşıma araçlarının kullanımı da oldukça yoğun. Ancak bu sistemde ciddi eksiklikler var.
Ulaşım Maliyeti: 4 km = 27 TL
Gebze içinde bir yerden bir yere gitmek isterseniz, şehir merkezinden en fazla 5 kilometre uzağa varacaksınız. Ancak örnek verelim: Trenle geldiniz. Gebze, banliyö hattının son durağı. Oradan şehir merkezine gitmek için 4 km yol katetmeniz gerekiyor. Ödeyeceğiniz ücret ise tam 27 TL. Dönüş de eklenince, sadece çarşıya çıkmak 54 TL'ye mal oluyor.
İronik olan şu:
- Gebze içi 4 km = 27 TL
- Gebze–Halkalı banliyö hattı (gidiş-dönüş toplam 210 km) = 120 TL
Yani kilometre başına ücrette inanılmaz bir tutarsızlık söz konusu.
Zamanlama Sorunları, Geceleri Ulaşım Yok
500T ile Tuzla Şifa Mahallesi'ne gelmek isterseniz, 85 km'lik mesafe için 57 TL ödemeniz gerekiyor. Oradan Gebze'ye geçmek için 8 km'ye 30 TL daha ödüyorsunuz. Son otobüs Cevizlibağ'dan 00.00'da kalkıyor ve Şifa'ya 01.25'te ulaşıyor. Peki sonra? Ne otobüs var, ne minibüs. Yani "yok"un tam anlamıyla vücut bulduğu bir tablo…
Gebze'den istasyona son otobüs 22.30'da kalkıyor. Son tren ise 22.50'de. Diyelim ki Bayrampaşa, Bağcılar, Esenler gibi bir ilçeye gideceksiniz. 22.50 trenine bindiniz, Yenikapı aktarmasını yapmak zorundasınız. Ama mümkün değil. Çünkü Yenikapı metrosu 00.00'da kapanıyor. Ne yapacak vatandaş? Gecenin bir yarısı Aksaray'da 4 kilometre yürüyecek. Hırsızı, madde bağımlısı, müptezel her türlü risk yollarda. Taksi öneriliyor. Ama bu da ayrı bir külfet.
Tam tersi yönde işler biraz daha farklı ama yine sorunlu. Halkalı'dan saat 23.00'te kalkan tren, 00.45'te Gebze'ye varıyor. Ama yine otobüs yok, minibüs yok. "Taksiiiii" ya da yaya yürüyüş… Hem de Develi Yokuşu gibi dik rampalarda…
Sistem Sorunlu, Hizmet Yetersiz
Peki nerede belediyecilik? Nerede hizmet anlayışı? Nerede geceyi gündüze çevirme vaadi?
Pandemi döneminden bu yana, otobüs ve trenlerde hijyen uygulamalarına dair hiçbir uyarı işareti göremiyoruz. Yolcuların emniyet kemeri gibi basit güvenlik önlemlerinden mahrum bırakılması da cabası. Kısaca söylemek gerekirse, insanlar Allah'a emanet yolculuk ediyor.
Metro inşaatları yıllardır sürüyor. "Yapıyoruz, yapacağız" deniliyor. Ama bir sonuç gören yok. Özellikle Gebze–Darıca metro hattı… Sormak istiyoruz:
- Ne zaman bitecek bu inşaat?
- Ne kadara mal oluyor?
- Kaç bakanlık, kaç belediye daha gelip gidecek?
Ama bu sorulara ne yanıt var ne de hesap veren bir irade…
Ulaşım Politikası Değil, Laf Salatası
Geride ne kalıyor? Bolca vaat, bolca laf salatası.
Bir ayağı sürekli İstanbul'da olan Gebze halkı bu kadar mağdur edilmemeliydi. Bu kadar kötü bir ulaşım politikasıyla yönetilen başka bir belediye dönemi yaşanmadı. Belediye başkanına ulaşmak için randevu dileniyoruz. "Projemiz var" diyoruz, "Biz de Gebzeliyiz, dinleyin" diyoruz. Cevap yok, ilgi yok, diyalog yok.
Yapılması Gerekenler
Bu yazının kalıcı bir kayda geçmesi adına altını çizerek söylüyorum:
Gebze'nin ulaşım sorunu,
otopark meselesi,
engelli yaşamını kolaylaştırmaya yönelik adımlar
tüm paydaşlarla birlikte, şeffaf bir şekilde ve kamuoyu önünde masaya yatırılmalıdır.
Vatandaşı bir İstanbulkart, bir KentKart, bir kredi kartı arasında boğmayın. Taşımalı eğitim gören köy çocuklarının ulaşım ücretlerini karşılayın, sübvanse edin. Metro inşaatlarını bir an önce tamamlayın.
Saygılarımla…