HOŞGELDİNİZ! BUGÜN 22 MAYIS 2025, PERŞEMBE

Atatürk’ün Dinle İlişkisi, Gerçekler ve Yorumlar

22.05.2025 00:00
Bu ülkede bazı konular var ki yıllardır konuşuluyor ama hâlâ gerçek anlamda konuşulamıyor. Üzerine ya toz serpilmiş, ya putlaştırılmış, ya da şeytanlaştırılmış. İşte Atatürk ve din meselesi de onlardan biri.



Atatürk dinsiz miydi? Bu soru bazıları için rahatsız edici olabilir. Ama samimi bir sorudur. Hele ki yıllarca onun rakı bardağıyla özdeşleştirilmiş görsellerle hatırlatıldığı bir ülkede, bu sorunun peşine düşmek bence bir mecburiyet.



Çünkü bir yanda TBMM'yi dua ile açan, cuma hutbeleri hazırlatan, Diyanet'i kuran bir lider var. Diğer yanda o liderin adını rakı kadehine iliştirip, "Atam şerefe" diye paylaşan bir profil... Ve sonra bu ülkenin muhafazakâr kesimi dönüp diyor ki: "Bu adam dine düşmandı."



Peki asıl soru şu: Atatürk gerçekten dine mi düşmandı, yoksa onu dine düşman gösteren bizler miydik?



Ben açıkça şunu düşünüyorum: Atatürk, dine değil, dinin istismarına düşmandı. Onun karşısında olduğu şey sarıklı cehaletti, halkı hurafelerle uyutan çıkar gruplarıydı. Kendi ifadesiyle, "Din lüzumlu bir müessesedir. Dinsiz milletlerin devamı mümkün değildir." Bu cümleyi sarf eden biri nasıl dinsiz olur, insan aklı almıyor.



Ama mesele sadece sözde değil, pratikte de böyle. O hutbeleri neden yazdırdı sanıyorsunuz? Halk Kur'an'ı anlayabilsin diye. Çünkü anlamadığı bir kitabı baş tacı etmekle hakikat yaşanmazdı. O bunu biliyordu. Dini, Arapçaya değil, ahlaka ve akla bağlamaya çalıştı.



Fakat ne oldu? Zaman geçti, siyasî kutuplar derinleşti, taraflar Atatürk'ü birer silah gibi kullanmaya başladı. Seküler kesim onun arkasına sığınıp dine mesafe aldı. Dindar kesim ise bu durumu fırsat bilip onu neredeyse şeytanlaştırdı. Yani bir yanda putlaştırdık, diğer yanda lanetledik. Ama hiç hakkıyla anlamaya çalışmadık.



Ve bu noktada asıl acı gerçeği söyleyeyim: Bu algının oluşmasında dış mihrakların, İngilizlerin, Vahhabi aklın elbette payı var. Ama en büyük pay bizim. Evet biz! O'nu sahipleniyoruz diye dinî değerlerle alay edenler, ya da "Atatürk dinden çıktı" diyerek onu küfre sapanlar… Hepimiz bu algının ortağıyız.



Atatürk bu milletin mayasını bilen biriydi. Dinin de, aklın da, vicdanın da ne kadar gerekli olduğunu anlayan bir liderdi. Onu ne sarıklı yobazlar ne kadehli sekülerler temsil edebilir. Atatürk'ü anlamak için ne rakı kadehine bakmak gerekir, ne de minareye. Onu anlamak için vicdan yeterlidir.



Bu yüzden artık şu soruyu kendimize soralım:

Gerçekten Atatürk mü dine uzak durdu, yoksa biz mi onu dinden uzaklaştırdık?
Onur Akçay / diğer yazıları
Yorumlar
Yorum bulunmuyor.
Yorumlarınızı paylaşın

--

logo

   E-posta: bilgi(@)berhaber.com
Tüm hakları Ber Haber adına saklıdır: ©2019-2025

Yazılı izin alınmaksızın site içeriğinin fiziki veya elektronik ortamda kopyalanması, çoğaltılması, dağıtılması veya yeniden yayınlanması aksi belirtilmediği sürece yasal yükümlülük altına sokabilir. Daha fazla bilgi almak için telefon veya eposta ile irtibata geçilebilir.
Mobil uyumlu haber yazılımı: www.eticaret.com.tr