Bazı sözler vardır, kitaplardan çıkmaz; kalpten çıkar, çağları aşar. Hazreti Ali'nin o meşhur sözü gibi: "Söz namustur."
Bugün bir toplumu ayakta tutan yapı taşlarından biri hâlâ bu kadim öğüttür. Çünkü söz, sadece ağızdan çıkan bir ses değil; insanın özüyle, karakteriyle, ahlakıyla yüklü bir emanettir. Kimi zaman bir selam, bir yemin, bir dua, bir antlaşma… Ama ne olursa olsun, her söz sahibinin omzundaki bir sorumluluktur.
Güçlü olmak, çok konuşmak ya da çok kazanmak değildir. Güçlü olmak, az konuşup verdiği sözü tutabilmektir. Namus, sadece bedene ait değildir; en az onun kadar, dilde ve sözde de bulunur. O yüzden sözünü satan, sadece sözünü satmış olmaz!
Hazreti Ali'nin bu sözü, yalnızca bir ahlak dersi değil; aynı zamanda toplumsal bir sözleşmenin çağrı değil mi? İnsan ne söylüyorsa, o söze sahip çıkmalıdır. Çünkü güvenin temeli, verilen sözü tutmakla atılır. Söz tutulmazsa güven yıkılır, güven yıkılırsa toplum çözülür.
Sözünü Bozan Ne Kaybeder?
Bir insan sözünü tutmadığında sadece bir vaatten dönmüş olmaz; aynı zamanda kendi itibarından, güvenilirliğinden, insanlık haysiyetinden de bir parça yitirmiş olur. Sözünü bozan, önce kendine olan saygısını kaybeder. Çünkü insan, verdiği sözle var olur; sözünü tutmadıkça silikleşir, karakteri zedelenir.
Sözünü tutmayan bir baba, evladının gözünde güvenilirliğini kaybeder. Sözünde durmayan bir öğretmen, öğrencisinin inancını zedeler. Bir siyasetçi, halka verdiği sözleri unutursa; sadece oy kaybetmez, toplumun geleceğini de ipotek altına alır.
Sözün Ağırlığı Varken Neden Bu Hafiflik?
Günümüzde verilen sözlerin bu kadar kolay bozulması, aslında büyük bir ahlaki krizdir. Sosyal medya çağında "laf olsun" diye edilen kelimeler, "şov" uğruna verilen vaatler, hakikatin yerini şekle bıraktığı bir ortam doğurmuştur.
Ancak unutmamak gerekir: Her söz, evrende bir iz bırakır. Her yalan, vicdanda bir yara açar. Ve her tutulmayan söz, güven duvarına vurulmuş bir balyozdur.
Yüce Kur'anda Sözün Kıymeti
Kur'an-ı Kerim, verilen sözlerin tutulması gerektiğini defalarca vurgular. İsra Suresi 34. ayette şöyle buyrulur:
"Sözünüzü tutun. Çünkü verilen söz, sorumluluk doğurur."
Ahzab Suresi'nde ise daha derin bir mesaj vardır:
"Ey iman edenler! Allah'tan korkun ve doğru söz söyleyin. Ki Allah işlerinizi düzeltsin ve günahlarınızı bağışlasın."
(Ahzab Suresi, 70-71. ayetler)
Görüldüğü gibi, söz sadece dünyevi bir mesele değil, aynı zamanda manevi bir sınavdır. Sözün doğruluğu, kalbin temizliğini gösterir.
Toplumu Ayakta Tutan En Güçlü Bağ, Güven
Bir toplumda güven yoksa; adalet, huzur, birlik de yoktur. Güvenin temeli ise sözle atılır. Her söz bir tuğladır; o tuğlalarla ya sağlam bir toplum inşa edilir, ya da yalanlarla çürüyen bir yapı ortaya çıkar.
Bir milletin sözde ne kadar sadık olduğu, o milletin geleceğini belirler. Eğer çocuklarımıza sözünde duran bir toplum bırakmak istiyorsak, önce kendimiz doğru konuşmalı, verdiğimiz sözleri tutmalıyız.
Son Söz; Söz Namustur, Çünkü İnsan Sözüdür
Unutmayalım ki söz, insanın kendisidir. Söz, namustur. Çünkü sözde durmak; doğruluğun, ahlakın, erdemin en yalın halidir. Bir insan ne kadar çok sözünde duruyorsa, o kadar çok saygı görür. Bir toplum ne kadar çok söze sadık kalıyorsa, o kadar güçlü olur.
Bugün bir söz verelim: Artık sözümüze sahip çıkacağız. Çünkü bir sözle başlar her şey. Ve unutmayalım; "Söz, namustur."