Her birey bu dünyada kendi seçimlerini yapma özgürlüğüne sahiptir. Lakin özgürlük, sorumlulukla beraber gelir. Her tercih bir bedel gerektirir; her söz, her davranış bir yankı bulur. Bu yüzden denmiştir ki: "Bir nasihat, bin müsibetten evladır." Zira nasihat, henüz başa gelmemiş bir musibeti önleyebilir ve insana yönünü gösterebilir.
Modern dünyada insan, çoğu zaman sınırsız özgürlük arayışı içinde neyi, neden yaptığını sorgulamadan yaşar. Oysa özgürlüğün sınırı, başkasının hakkıyla kesiştiği yerdedir. Bu sınır, sadece hukuki değil, ahlaki ve vicdani bir çerçevede de geçerlidir. İnsan, önce insan olmanın sorumluluğunu taşımalı, tebessüm etmeyi, merhameti ve anlayışı unutmamalıdır. Çünkü en büyük servet, iyi bir kalptir. Unutmayalım ki, tebessüm etmek ücretsizdir ama değeri paha biçilmezdir.
İyi İnsan Olmanın Temel Taşı: Niyet ve Samimiyet
İyi bir insan olmak için önce niyetimizi gözden geçirmeliyiz. Yaptığımız her işte samimi miyiz? Gerçekten iyilik için mi, yoksa görünmek için mi çabalıyoruz?
Kur'an'da şöyle buyrulmuştur:
"Kim zerre kadar hayır işlerse, onun karşılığını görür."
(Zilzâl Suresi, 7. Ayet)
Bu ayet bize gösteriyor ki, küçücük bir iyilik bile Allah katında karşılıksız kalmaz. Dolayısıyla insan, kendisini iyi olmaya adadığında, bu yalnızca dünyevi huzuru değil, uhrevi kurtuluşu da beraberinde getirir.
İyi İnsan Her Yerde İyidir
İyi bir insan; mesleğinde, ailesinde, toplumda, kısacası hayatın her alanında kendini belli eder. Çünkü içte olan dışa yansır. İyi niyetli biri, bulunduğu ortamı güzelleştirir. Böyle insanlar, çevrelerine güven, huzur ve umut verir. Bu durum, aynı zamanda insanın mesleki başarısına da yansır. Çünkü dürüstlük, sabır ve çalışkanlık gibi değerler iş hayatında da karşılık bulur.
Aile ve Toplumun Temel Taşı İyilikle Yetişmiş Bireyler
Ahlaklı bireyler, sağlıklı ailelerin ve dolayısıyla sağlam toplumların temelini oluşturur. Peygamber Efendimiz (s.a.v) şöyle buyurur:
"Sizin en hayırlınız, ahlakı en güzel olandır."
(Buhârî, Edeb 38)
Bir insan iyi ahlaklıysa; ailesine karşı merhametli, işine karşı sorumlu ve topluma karşı duyarlı olur. Bu da hayatın tüm alanlarında huzur ve bereket getirir.
Allah'ın Himayesine Sığınmak
Dünyada her birey bir himaye arar. Kimi paraya, kimi makama, kimi insanlara güvenir. Oysa gerçek ve kalıcı himaye yalnızca Allah'ın himayesidir. Kur'an-ı Kerim'de Rabbimiz şöyle buyurur:
"Allah, kullarına karşı çok şefkatlidir."
(Şûrâ Suresi, 19. Ayet)
İnsanın kendine şu soruyu sorması gerekir:
"Ben kimin himayesindeyim?"
Eğer insan Allah'a sığınırsa, başka bir koruyucuya ihtiyaç duymaz. Çünkü Allah'ın koruması, her türlü musibetten, yalnızlıktan ve çaresizlikten çok daha güçlüdür.
Artık Gereğini Yapma Zamanı
Ey insan! Kendine sor(!)
Gerçekten iyi bir insan olmak için çaba gösteriyor muyum? Yoksa hayatı sadece kendi çıkarlarım doğrultusunda mı yaşıyorum?
Artık iç muhasebe zamanıdır. Çünkü her gün, hesap günü öncesi bir hazırlıktır. Her davranış bir kefeye koyulacaktır. Bugün, niyetimizi güzelleştirme, insanlara daha merhametli yaklaşma ve Allah'ın himayesine sığınma günüdür.
Unutmayalım(!)
"Kim Allah'a tevekkül ederse, O ona yeter."
(Talak Suresi, 3. Ayet)
İyi olmak kolay değildir; bazen bedel ister. Ama iyi bir insan olmayı seçmek, hem dünyada huzuru hem ahirette ebedi saadeti beraberinde getirir.