Gençlik Uyanıyor, Cesur Yürüyüşümüzün Lideri Hüseyin Baş

Türkiye olarak tarihimizin belki de en kritik dönemlerinden birini yaşıyoruz. Ekonomik darboğazlar, sosyal adaletsizlikler, gençlerin gelecek kaygıları ve siyasetteki tıkanmışlık… Tüm bu olumsuzluklara rağmen içimizde hâlâ yanan bir umut var. Çünkü biliyoruz ki bu ülkenin kaderi, birkaç çıkar grubunun değil, bu topraklarda doğup büyüyen, çalışan, üreten ve düşünen milyonların elinde şekillenecek.

İşte bu noktada biz gençler olarak artık bir karar verdik. Susmayacağız. Görmezden gelmeyeceğiz. "Beni ilgilendirmez" demeyeceğiz. Tam tersine, elimizi taşın altına koyacak ve ülkemizin geleceğini hep birlikte inşa edeceğiz. Bu yolda bizimle birlikte yürüyen bir lider var; Bağımsız Türkiye Partisi Genel Başkanı Hüseyin Baş.

Bugün Hüseyin Baş'ın sadece arkasında değiliz. Onunla yan yanayız, omuz omuzayız. Çünkü o, gençliğin sesine kulak veren, sorunlarını dert edinen, çözüm üreten ve korkmadan gerçekleri dile getiren bir lider. O, sıradan bir siyasi figür değil. O, Türkiye'nin geleceğini gençlerle birlikte kurmaya ant içmiş, köklü bir fikri mücadelenin genç ve vizyoner temsilcisi.

Bakın etrafımıza. Ülkemizde küfür, çirkinlik, yozlaşma bir araya gelmiş; neredeyse bir "tek millet" olmuş gibi. Fikirlerin değil, hakaretlerin yarıştığı bir iklimde yaşıyoruz. Aydınlık yarınlarımız, karanlık gündemlerin gölgesinde bırakılmak isteniyor. Ama biz bu oyunu bozmak için yola çıktık. Cesaretle, bilgiyle ve inançla…

Hüseyin Baş, bu ülkenin geçmişinden aldığı güçle geleceğine yürüyor. Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün "Bütün ümidim gençliktedir" sözü sadece bir temenni değil; bir görev, bir sorumluluktur bizim için. İşte bu yüzden gençliğe rol biçen değil, yetki ve sorumluluk veren bir anlayışa ihtiyacımız var. Ve bu anlayışın vücut bulmuş hâli Hüseyin Baş'tır.
 

Değerli kardeşlerim, bugün geldiğimiz noktada artık yüzleşmemiz gereken bazı gerçekler var. Ülkemizde 65 yaş üstü vatandaşlarımız bir ev ya da araba almak, evlenmek istediklerinde psikiyatri raporu almak zorunda bırakılıyor. Peki, yaşları 70'in üzerinde olan siyasilerin toplumun kaderini etkileyen kritik kararlar almasını kim denetliyor? Akıl sağlığı raporu istemediğimiz o koltuklardan çıkan kararlar gerçekten sağlıklı mı? Bu sistemde çarpıklık yok mu?

Bir başka çelişki ise gençlere biçilen rol. Gençler yalnızca oy deposu olarak görülüyor, karar alma mekanizmalarının dışında bırakılıyor. Onlarca yıl boyunca ülke yönetmiş, artık halktan kopmuş siyasilerin koltukları uğruna verdikleri mücadeleyi izlemekten yorulmadık mı? Gençlerin gözünde umudu değil, küskünlüğü artıran bu siyasetin değişme zamanı çoktan geldi.

Hüseyin Baş, gençliğin hâlinden anlayan, onların dilini konuşan, dertlerini kendi derdi bilen bir liderdir. Ekonomik sorunlardan eğitim sistemine, sosyal adaletten özgürlüklere kadar pek çok konuda ortaya koyduğu çözüm önerileriyle farklılığını ortaya koymaktadır. En önemlisi de bu ülkenin öz kaynaklarına ve kendi halkına güvenmektedir. "ABD'den kredi gelmeden yatırım yapılamaz" anlayışına karşı "Bizim çimentomuz yerli, kumumuz yerli, toprak bizim" diyen bir cesareti vardır. İşte bizi cezbeden ve heyecanlandıran da budur.
 

Devrimci, milliyetçi, yurtsever kardeşlerim… Artık vaktimiz geldi. Bu ülkenin harcında siz de varsınız. Alın teriniz de emeğiniz de fikirleriniz de bu toprağın mayasında. Bugün omuz vermezsek, yarın konuşmaya hakkımız olmaz. Gelin, gençliğin enerjisini, birikimini ve inancını bu büyük yürüyüşe katalım.

 

Bu bir siyasi çağrıdan öte, bir vicdan çağrısıdır. Bir dava çağrısıdır. Gençliğin yeniden ayağa kalkma, iradesine sahip çıkma çağrısıdır. Artık yalnızca izleyen değil, yön veren olmanın zamanıdır.

 

Genel Başkanımız Hüseyin Baş gümbür gümbür geliyor. Bu sesi duymayanlar yarın çok şey kaçıracak. Ama biz buradayız. Bıkmadan, yorulmadan, kararlılıkla yürüyenleriz.

Unutmayın, bu yürüyüş bizim.