Çoğunluğun Peşinden Gitmek, Hakikatin Ölçüsü Kalabalık mı?
Günümüz dünyasında "çoğunluk böyle yapıyorsa doğrudur" anlayışı, hemen her alanda egemen hale gelmiş durumda. Oysa Kur'ân-ı Kerîm bu konuda bambaşka bir bakış açısı sunuyor. Ayetlerde sıkça geçen "insanların çoğu…" ifadesi, bizleri bir hakikate çağırır. Sayılar hakikatin ölçüsü değildir.
Peki neden Kur'an, bu kadar ısrarla çoğunluğun peşinden gitmememizi öğütler? Bu sorunun cevabını, Ehl-i Beyt mektebinin rehberliğinde, Kur'an ayetleri ve tarihî örneklerle birlikte aramaya çalışalım.
Çoğunluk Her Zaman Doğruyu Temsil Etmez(!)
Yüce Kur'an'da geçen şu ayetlere dikkat edelim.
- "Onların çoğu nankördür." (Furkan, 50)
- "Onların çoğu iman etmez." (Bakara, 100)
- "Onların çoğu Allah'a ortak koşmadan iman etmezler." (Yusuf, 106)
- "Onların çoğu zanna uyar." (Yunus, 36)
- "Onların çoğu şükretmez." (Bakara, 243)
Bu ayetler bize açıkça şunu söylüyor. Çoğunluğun tercihi, çoğu zaman doğruyu yansıtmaz. Hakikat; sessiz, azınlıkta hatta dışlanmış olan tarafta olabilir. Nitekim tarihte birçok peygamber ve hak dostu, toplumların çoğunluğu tarafından reddedilmiş, zulme uğramıştır.
Ehl-i Beyt'e Göre Hak, Sayıya Göre Değil Ölçüye Göredir
Ehl-i Beyt mektebi, Kur'an'daki bu temel anlayışı derinleştirerek bize önemli bir ilke sunuyor. İmam Ali (a.s), Nehcü'l Belâğa'da şöyle buyuruyor.
"Hakkı insanlara göre değil, insanları hakka göre tanıyın. Hakkı tanıdığınızda onu taşıyanları da tanırsınız."
Bu ifade, çoğunluk değil, hakikat merkezli bir düşünce inşa etmemiz gerektiğini öğütler. Zira insanlar çok olabilir, ama bu onların haklı olduğunu göstermez. Gerçek ölçü; akıl, adalet ve vahiydir.
Hz. Hüseyin'in (a.s) Kerbela'daki direnişi bunun en çarpıcı örneklerindendir. Karşısındaki binlerce kişilik ordu değil, susuzluktan kıvranan birkaç on kişilik bir topluluk hakkı temsil etmiştir. Sayı değil, duruş belirleyicidir.
Kalabalığın Ardından Gitmek Kolaycılıktır
Modern çağda medya, kamuoyu ve sosyal ağlar aracılığıyla çoğunluk psikolojisi bireylere yön verir hale gelmiştir. Birçok insan, "herkes böyle yapıyor" diyerek sorgulamadan hareket etmektedir. Oysa Kur'an yine uyarıyor.
"Yeryüzündekilerin çoğuna uyarsan, seni Allah'ın yolundan saptırırlar." (En'am, 116)
Bu yüce ayet'te, bireyin aklını kullanma ve kendi yolunu bulma sorumluluğunu vurguluyor. Hakikati bulmak emek ister; çoğunluğun peşinden gitmek ise kolaydır ama çoğu zaman hüsranla bittiği gözlemlenmiştir.
Akıl ve Araştırma Ehl-i Beyt'in Yoludur
İmam Cafer Sadık (a.s) şöyle der:
"İnsanlar üç sınıftır; bilenler, öğrenmeye çalışanlar ve kalabalıkla gidenler."
Bu ayrım oldukça çarpıcıdır. Ehl-i Beyt anlayışında, körü körüne taklit değil; araştırma, düşünme ve öğrenme esastır. Akıl, Allah'ın insana verdiği en büyük nimettir. Onu kullanmamak; çoğunluğa uyup hakikatten uzaklaşmak demektir.
Hakkın Tarafı Kalabalıkta Değil, Hakikattedir
Kur'an ve Ehl-i Beyt bizlere şunu çok net bir şekilde söyler. Ölçünüz kalabalık olmasın, ölçünüz hak olsun. Zira birçok hakikat yalnızlıkta doğmuştur, birçok batıl ise çoğunluğun alkışıyla meşrulaştırılmıştır.
Bugün bizler de aynı dikkatle yaşamalı; fikirleri, inançları ve davranışları çoğunluk benimsiyor diye değil, gerçekten doğru olduğu için benimsemeliyiz. Bu, Kur'an'ın çağrısı ve Ehl-i Beyt'in bize bıraktığı manevi mirastır.
"Çoğunlukla gitmek kolaydır, ama hakka uymak cesaret ister."
Ve bu cesaret, Hz. Ali'nin, Hz. Hüseyin'in ve tüm Ehl-i Beyt'in mirasıdır.