Türkiye, yine bir siyasi krizle sarsılıyor. Son günlerde Ekrem İmamoğlu'na yönelik hamleler, sadece bir belediye başkanına değil, aslında milletin iradesine yapılan bir müdahale olarak okunmalı.
Ancak asıl mesele, bu tür girişimlerin ülkeye maliyetinin ne olduğu… Bu tür siyasi operasyonların ardından ne oldu? Dolar ve Euro rekor seviyelere çıktı, altın tarihi zirveleri gördü.
Piyasalarda güvensizlik arttı, yatırımcı kaçtı, vatandaş daha da fakirleşti. Türkiye'nin gerçek sorunu ne İmamoğlu ne de herhangi bir siyasi figür; asıl sorun, ülkeyi yönetenlerin Türkiye gibi bir problemi olmamasıdır!
İktidar, halkın ekonomik sıkıntılarına çözüm üretmek yerine, kendi iktidarını sağlamlaştırmak için yeni siyasi hamlelerle gündemi meşgul ediyor.
Üretim, istihdam, enflasyon gibi temel meseleler konuşulmazken, suni krizlerle vatandaşın dikkati başka yöne çekiliyor. Ama gerçek ortada: Ekonomi çöktü, alım gücü yerle bir oldu, gençler geleceğini yurt dışında arıyor. Türkiye'nin ihtiyacı olan şey, siyasi hesaplar değil, halkın refahını önceleyen bir yönetim anlayışıdır.
Çünkü ekonomi çökerken iktidarın umurunda olmayabilir, ama vatandaş için her geçen gün daha da ağır bir fatura anlamına geliyor. Ve bu faturayı ödemek istemeyenler, günü geldiğinde sandıkta gereken cevabı verecektir.